Memleketteki bir kiraz festivali daha geldi gecti. Annemgillerin kirazlari da bensiz afiyetle yendi bitti. Bu kis mevsiminde markette kilo yerine gramajla satilan hem tropik hem plastik ithal kirazlara da benim gonlum yok. Hal boyle olunca, verdim kendimi feijoa'ya.Feijoa'a mi? Burada her evin behcesinde yetisen enteresan bir meyve. Kendisi yasemin cicegi gibi kokuyor, tadi da cicek gibi zaten. Ortadan ikiye kesip kasikla yiyorsunuz. Tek dikkat edilmesi gereken konu; aycekirdegi gibi basladiniz mi birakmasi zor. Bir oturusta (ki genelde bu oturus ogle yemegine denk geliyor) bu meyveden 10 adetini mideye iniriveriyor insan.
Markette, pazarda, yol kenarinda, dag basinda satiliyor. Dag basinda satilanlari icin herhangi bir pazarlama kisisine de gerek duyulmuyor. Bu ulkenin takdire sayan ozelliklerinden biri bence. Kilolarca meyve sebze yol kenarinda bir cardakta satis icin birakiliyor ama satan kisi yok, sadece kuru bir kutu. Kutunun adi "honesty box" yani "durustluk kutusu". Demem o ki, alacagini alip, parani kutuya birakiyorsun, para ustu gerekirse de aliyorsun kutudan. Anlasilan tikir tikir isliyor sistemki, yillardir boyle gelmis boyle gidiyor. Istemeden dusunuyor insan, bu uygulama bizim ulkemizde olsa nolur diye... sonra dusundugun seye kendin guluyorsun...
