Sevgili gunluk,
Kozmik Yeni Zelanda ulkesinde gunler isik hiziyla mi geciyor, yoksa ben mi tospaa algisiyla yasiyorum bilinmez ama koskoca bir yil ne zaman gecti de gitti, giderken bana niye bisi demedi bilemiyorum. Oysaki ucaktan indigimiz gunu dun gibi hatirliyorum. Turkiye gunesinde bronzlasmis tenimize lapa lapa yagan karla karsilamisti Palmy sehri bizi... simdi ise yeni bir yila yine arap baci kivaminda giriyoruz.
Yeni yilin yeni acilimini guney adasindan denize acilarak gerceklestirdik. Oyle gemi, vapur, yelken filan degil, basbayagi kurekle acilmaktan bahsediyorum. Malumunuz Yeni Zelanda ulkesi kuzey ve guney olmak uzere iki ayri adaciktan olusmakta... Guney adasinin en kuzeyine gelen noktada, Abel Tasman adi ile bilinen dogal park bulunmakta, zira usenmeyip sayarsaniz ulkenin yuzde 40'i zaten dogal park. Siddetli tavsiye uzerine bu yil, yilbasini dogada gecirmeye karar verdik. Insanoglunun havai fisek teknolojisinde geldigi son noktaya gecen yil Sydney'de gozlerimizle sahit olmustuk. bu sene ise tersine gozlerden ve havai fiseklerden uzak bir yeni yil planladik, amma velakin kazin ayagi oyle olmadi. Hedef noktasina ilk vardigimizda, Alamanya il sinirini gecmis gibi oluverdik. rastladigimiz 10 sahsiyetten 9'u, bilemedin 10'u doyclandli kardeslerimizdi.
Neyse gelelim konumuza. Sabah altibucuk itibariylen uyanilmis, yuzde almis faaliyet gosteren gozlerin capaklari ovusturularak kayak merkezinin yolu tutulmustu. Hava serin, goz alabildigine bulutlu ve saganak yagisliydi. Ilk once kayak hocamiz, Daniel, dalgalarla karsi karsiya kaldigimizda, kayak uzerinde kalabilmenin 10 altin kuralini anlatti... takriben otuz dakka. yagmurdan sirilsiklam olarak dinledik... takriben otuz dakka. alabora olursak o ankinden daha fazla islanip islanamayacagimizi sordum Daniele. tabi icimden...
Giydigimiz balerinadan hallice yuzucu kiyafetinin eteklerini kayaga sikica tutturarak belden asagi uzuvlarimizin kuru kalmasini, daha da onemlisi kayagin suyla dolup batmamasini garantiledik. Kureklerimizi cekerek derin denizlere dogru yol alirken, yaz de gercek yuzunu gostermeye baslamisti. Piril piril parlayan gunesin altinda, denizin mavisi daha da bi mavi, sahilin manzarasi ise daha bi muhtesemdi.
Tabiki sadece Alaman kardeslerimiz yoktu ortalikta. adanin yerlileri de resmi gecitte toren yerini almislardi. Fok baliklariyla oynayip, kayagin altindan saga sola gecislerini seyrederken, makinenin suya dusmemesi icin turlu akrobatik sebekliklerde bulunduk.
Bes saatlik kurek macerasinin sonunda, arabayi park ettigimiz noktadan 12.8 km kadar uzakliktaydik. Bu demek oluyordu ki, 4 saatlik bir yuruyus parkurunun baslangic noktasindaydik. Sefer taslarimizi doldurdugumuz cantalarimizi sirtlayip kendimizi ormanin icine biraktik. Yurudukce, patika 45 derecelik aciyla zirveye dogru yukseliyor, yukseldikce manzara daha da bir guzellesiyordu.
Park yerinde oniki saati asan suredir bekleyen aracimiza vardigimizda akillanmis miydik? zannetmem! ertesi gun bir 6 saatlik parkuru daha yuruyerek gezmek uzere Abel tasmanin yolunu tuttuk :)
Onlar ermis muradina, biz bakalim 2013'te "bucket list" imize atilacak tiklere...
Herkese mutlu, guzel bir yeni yil olsun...


No comments:
Post a Comment